Giriş

Proxy pazarının farklı türlerde bu kadar bol olması hem bir nimet hem de bir lanettir. Neredeyse her kullanım durumu için bir proxy var, ancak bu aynı zamanda satın alma sürecini gereksiz yere zorlaştırıyor. Bu çeşitliliğin nedeni, internete bağlanmanın her yeni yöntemiyle birlikte bir proxy kurmanın da yeni bir yolunun bulunmasıdır.

IPv6 en yeni internet protokol standardıdır. Çoğu web sunucusu henüz bunu benimsemedi, ancak buna dayalı bir proxy sunucusu satın alabiliyoruz. Bu proxy'lerin ne olduğu ve bunları satın almaya başlamanız gerekip gerekmediği bu makalede yanıtlayacağım sorulardır.

IP adresleri nedir?

Daha derine inmeden önce bazı temel bilgileri ele alalım. IP, 'İnternet Protokolü' anlamına gelir ve basitçe söylemek gerekirse, cihazlar tarafından ağlar arasında birbirleriyle iletişim kurmak için kullanılan bir dizi kuraldır. Temel fikir, cihazların istek veya yanıt olabilen veri paketleri göndermesine izin vermektir.

Akıllı telefonunuz gibi bir cihaz bir sunucuya bir istek gönderebilir ve ardından sunucu gerekli verilerle yanıt verebilir veya vermeyebilir. Sunucu gerektiği gibi yanıt verirse, cihazınızda bir web sitesi, video veya başka bir web hizmeti yer alır. Şimdi, bir sunucu bu tür milyonlarca istek alabilir ve bu isteklere hizmet vermek için cihazları tanımlamanın bir yoluna ihtiyacı vardır.

Bu nedenle internet protokolü her cihazın bir IP adresine sahip olmasını gerektirir - onları tanımlayan benzersiz bir karakter dizisi. Her modem, akıllı telefon, PC veya TV, internete bağlanabildiği sürece bir IP adresine sahip olacaktır.

İki cihazın aynı IP adresine sahip olmamasını sağlamak için, her karakter dizisi coğrafi bir konuma bağlanır ve İnternet Servis Sağlayıcıları (İSS'ler) tarafından atanır. Bunlar da İnternet Atanmış Numaralar Kurumu (IANA) gibi uluslararası otoriteler tarafından düzenlenir.

Sorun şu ki, profesyoneller 1990'larda IP adreslerimizin tükeneceğini fark ettiler. Her bir cihazı tanımlamak ve yerini belirlemek için uygun bir yol olmadan internet çalışamazdı. Bu konuda bir şeyler yapılması gerekiyordu ve böylece internet protokol versiyonları doğdu.

İnternet protokolü sürümleri

İnternetin ilk üç versiyonu halka açık değildi. İnternet'in babaları Vint Cerf ve Bob Kahn tarafından 1970'lerde ABD ordusunda kullanılmak üzere icat edilmişlerdi.

İlk sürümlerin çok sayıda cihazı desteklemesi gerekmiyordu, bu nedenle milyonlarca IP adresi tahsis etme sorunu bir sorun değildi. Bu sürümler halka açıklanmadı ve sadece araştırma amaçlı kullanıldı.

IPv4 halka açık olarak yayınlanan ilk sürümdür. Benzersiz adresler oluşturmak için 32 bit kullanır ve bu da pratikte 4,3 milyar IP adresinin oluşturulmasını sağlar. İşte bir IPv4 adresi nasıl görünür:

01.102.103.104.

Dört milyar kulağa çok gibi gelse de öyle değildir ve 2011 yılı itibariyle son atanmamış IPV4 adresleri kullanılmıştır. Bu, internete yeni bağlantıların mümkün olmadığı anlamına gelmiyor, sadece IPv4 ise yeniden kullanılan bir adres olduğu anlamına geliyor.

Daha sonra IP üzerinden Ses VoIP bağlantısına yol açan IPv5 ile yapılan bazı başarısız denemelerin ardından IPv6 doğdu. Hayal bile edilemeyecek 340 trilyon benzersiz IP adresi atama imkanı verdi.

Bir perspektife oturtmak gerekirse, güneş sistemindeki her atoma bir IPv6 adresi atanabilir. Bunun nedeni, bu formatın sadece sayılardan değil, çeşitli karakterlerden oluşan 128 bitlik akıllı bir kombinasyon kullanmasıdır. İşte böyle görünüyor:

2001:db8:3333:4444:5555:6666:7777:8888

İnternet protokolü sürümü proxy'leri nasıl etkiler?

Kıssadan hisse, IP adreslerimiz asla tükenmeyecek, ancak bir proxy kullanıcısı bunu neden önemsesin? Kullanıcı tarafında bir değişiklik yok ve cihazların yalnızca yaklaşık üçte biri IPv6'yı benimsedi.

Buna cevap vermek için, proxy'leri neden kullandığımızı hatırlamalıyız - anonimlik ve güvenlik için. IPv6 adreslerinin sayısı katlanarak artıyor ve eğer gizlenmek istiyorsanız, bunu daha büyük bir kalabalık içinde yapmanız daha iyi olur. IPv6 proxy'leri ile elde edeceğiniz şey tam olarak budur.

Elbette, kullanıcı sayısı hala IPv6 lehine değil, bu nedenle tamamen IPv6'ya geçmenizi tavsiye etmem. Büyük bir proxy havuzunu yönetiyorsanız, en iyi strateji IPv6 proxy'lerini internet kullanıcı tabanına orantılı olarak karıştırmaktır. Yani, şimdilik, her on IPv4 proxy'ye karşılık üç IPv6 proxy'ye sahip olmayı hedefleyin.

Bu aynı zamanda IPv6 proxy'lerinin önemli bir dezavantajından kaçınmanızı sağlayacaktır. Bazı web siteleri hala bu en yeni protokolü desteklemiyor. Yalnızca IPv6 kullanan bir proxy havuzunuz varsa, uyumluluk sorunları olabilir. Çoğu İSS IPv4 ile geçici bir bağlantı kurduğu için bu sorun daha teoriktir.

Bununla birlikte, sağlayıcının DNS sunucularının veya İSS'nin çalışmaması durumunda kendi çözümünüze sahip olmak yine de iyidir. IP adresinizin yeni bir adres olup olmadığını önemsiyorsanız, teorik uyumsuzluk riski tamamen buna değer.

Bir IPv6 proxy ile, daha önce hiç kullanılmamış veya en azından az kullanılmış bir bağlantı elde etme şansınız daha yüksektir. Sağlayıcılar genellikle pazarlama amacıyla bunlardan "bakir" veya "yeni" proxy'ler olarak bahseder. Kulağa bir pazarlama hilesi gibi geliyor ve IPv4 proxy'ler söz konusu olduğunda da öyle.

IPv4 ile yeni proxy'ler elde etmek neredeyse imkansızdır, çünkü mümkün olan her kombinasyon zaten kullanılmıştır. Bazı kullanılmayan IPv4 kayıtları vardır, ancak devletten olmadığınız sürece bunlara ulaşmak neredeyse imkansızdır. Öte yandan IPv6 proxy'lerinin yeni olması neredeyse garantidir.

Toparlıyorum

Zaten büyük bir IPv4 proxy havuzunuz varsa, bunları atıp IPv6 olanlara yönelmenize gerek yoktur. Ancak, yeni bir havuz oluşturmaya yeni başlıyorsanız veya karışıma bazı yeni IP'ler eklemek istiyorsanız, IPv6'lardan daha iyi bir seçenek yoktur.