İçerik Doygunluğu Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey (ve Bununla Nasıl Başa Çıkacağınız)

Giriş

İçerik doygunluğu: Bu, hiçbir içerik oluşturucunun yüzleşmek istemediği bir zorluktur, ancak eninde sonunda, kurşunu ısırmanız gerekir.

İçerik, bir dijital pazarlamacının SEO varlığının belasını oluşturur. Ancak içerik doygunluğu, doğrudan ele almazsanız içerik pazarlama çabalarınızda potansiyel bir dikene dönüşebilir.

2021'de şirketlerin yalnızca %19 'unun online içerik pazarlama çalışmalarının başarılı olduğuna inandığını biliyor muydunuz? Daha da endişe verici olanı, içeriklerin %90'ından fazlası internette okunmuyor.

Peki içeriğinizin kitleler arasında öne çıkmasını sağlamak için ne yapabilirsiniz?

İçerik pazarlama stratejinizi tasarlarken, yönlendirirken ve büyütürken, içerik doygunluğu hakkında bilmeniz gereken her şeyi ve bu yükselen zorlukla mücadele etmek için kanıtlanmış yöntemleri burada bulabilirsiniz, böylece SİZ de görülen %10 arasında olabilirsiniz.

İçerik Doygunluğu Nedir?

İnsanların ihtiyaç duydukları her türlü bilgiye başparmaklarının birkaç dokunuşuyla ulaşabildiği bir çağda yaşadığımız herkesin malumu ve bu da işletmelerin dikkat çekmek için daha da fazla rekabet etmesine neden oluyor. Bu zorluklardan biri de içerik doygunluğu.

_Kısaca ifade etmek gerekirse, içerik doygunluğu, kullanıcıların dikkatini çekmek için internetteki içeriğin aşırı bolluğunu ifade eder. _

İnsanlar nereye tıklayacakları konusunda çok fazla seçeneğe sahip olduklarında, kendilerine hitap eden ve marka mesajınızı ileten bir şeyle bağlantı kurmayı daha zor bulacaklardır.

Bu sadece tüketicilerin dikkatini çekmek için rekabet etmek de değildir. İşletmenizi veya hizmetinizi potansiyel müşterilerin önüne çıkarmak ve CRM'nizi güçlendirmek için web sitenizin veya dijital profilinizin arama motoru sonuçları (SERP'ler) için optimize edildiğinden emin olmalısınız.

MarketingLabs CEO'su Matt Janaway bunu zekice ifade ediyor.

"Hacim açısından bir doygunluk olsa da, kalite açısından her zaman bir doygunluk söz konusu değildir."

Bu da içeriğinizin okuyucularınız için alakalı ve değerli olmasını sağlamak için yeni ve ilginç yollar bulmak anlamına gelir.

"Bu bir infografik, video, podcast, veri veya indirilebilir bir şablon olabilir. Ziyaretçiler için gönderiyi iyileştirecek tek bir şey eklemek büyük fark yaratabilir."

İçerik Doygunluğuyla Başa Çıkmanın Anahtarı

Bu aşırı doymuş çevrimiçi ortamda, içeriğinizin fark edilmesini nasıl sağlarsınız?

İşte içerik doygunluğunun tuzaklarından kaçınmak ve içeriğinizi doğru kitlenin önüne çıkarmak için dört strateji.

1. Trendleri takip edin

İçeriğinizin göz ardı edilen çabalardan oluşan bir okyanusta yüzüp gitmediğinden emin olmak, yalnızca halihazırda var olanı tekrarlamaktan kaçınmakla ilgili bir mesele değildir. Trendleri takip etmek ve çevrimiçi varlığınızın çevrenizdeki değişikliklere ayak uydurduğundan emin olmak da önemlidir.

Brian Dean'in Explodingtopics 'i işte bunu yapmak için yola çıktı! Alevler hala gençken trendleri yakalayın. (daha sonra ondan daha fazlası :3)

Alanınızdaki trendleri ve önemli noktaları gözlemlemek, şu anda neyin işe yarayıp neyin yaramadığını anlamanıza yardımcı olacaktır. Uygulanabilir, yüksek kaliteli yazılar okuyun ve insanların neyle ilgilendiğini takip edin ki kendiniz bir şey paylaştığınızda içeriğiniz halihazırda orada olanlardan farklı olsun.

Daha da iyisi, yeni ve orijinal bir şeyler yazın.

SimilarWeb SEO Direktörü Limor, "Gürültüde boğulmamak için konuyla ilgili her zaman benzersiz bir bakış açısına veya söze sahip olmaya çalışın" diyor. "SimilarWeb'de, içeriğe daha fazla derinlik ve uzmanlık katmak için deneyimlerimizi kullanmaya çalışıyoruz."

Bunu yaparak, yalnızca bakış açınızı takdir edecek daha fazla okuyucu kazanmakla kalmaz, aynı zamanda sizinkini kaynak olarak gösteren diğer web sitelerinden trafik alarak kendi çalışmanıza da değer katarsınız.

2. Gelişen, araştırmaya dayalı içerik oluşturun

İnsanların sürekli olarak rakip içeriklerle dolup taştığı bir dünyada çalışmalarınızı fark etmelerini istiyorsanız, günümüzle alakalı ve değerli orijinal içerikler oluşturmak için gereken zaman ve çabayı göstermeye istekli olmalısınız.

Taktiklerden biri, birincil araştırma ve analiz yoluyla mevcut konulara ilişkin içgörü sağlamaya odaklanmaktır.

Kendi çalışmalarınız ve görüşmeleriniz yoluyla veya yeni bir bakış açısı veya yorum sağlamak için güvenilir kaynaklardan mevcut araştırmaları kullanarak birincil veri toplayabilirsiniz. Bu, verileri daha önce yapılandan farklı bir şekilde sunmanıza olanak tanır ve hedef kitlenize kullanabilecekleri yeni bilgiler sunar.

GetMentioned'ın kurucusu Viktoria, "Farklı kaynaklardan gelen bilgileri entegre etmek, derinlemesine araştırmanın ayrılmaz bir parçasıdır." diyor. "Farklı formatların kullanılması, yazarların aynı bilgiyi farklı şekillerde şekillendirmesine ve eleştirel düşünmeyi teşvik etmesine yardımcı olur."

Bu verilere sahip olduğunuzda, bunları bir şekilde erişilebilir hale getirmeniz önemlidir: görselleştirmeler, infografikler veya bulgularınızı insanların anlamasını ve paylaşmasını kolaylaştıran diğer sindirilebilir formatlar aracılığıyla.

Araştırma yaparak, röportajlar gerçekleştirerek ve mevcut konulara yeni bakış açıları getirerek, hedef kitlenizin zaten ilgilendiğini bildiğiniz konularla meşgul olmasını sağlamak için benzersiz içerikler sunduğunuzdan emin olabilirsiniz.

3. SEO'nun ötesine geçin

Online pazarlamacıların sık yaptığı hatalardan biri, SEO'nun içerik pazarlamasının her şeyi ve sonu olduğunu varsaymaktır. Ancak SEO buzdağının yalnızca görünen kısmıdır.

Öne çıkmanın sırrı, tüm bu uzun kuyruklu anahtar kelimeleri oraya doldurmak değildir.

Viktoria, "Uzun kuyruklu anahtar kelimenin toplam kelime sayısının %3'ünden fazla görünmemesini sağlayarak bu hatayı yapmaktan kaçınabilirsiniz" diyor.

Ancak metnin ötesine geçmek, yaratıcı olmak, kişisel olmak ve yenilik yapmaktan korkmamak da önemlidir.

Bunun harika bir örneği görsel hikaye anlatımıdır. Privyr'in (mobil tabanlı bir CRM) ürünlerine geçiş sürecini görsel olarak nasıl anlattığına bir göz atın.

(Kaynak)

Markalar sürekli olarak yeni materyaller üretirken, ürettikleri her içeriğin ilgi çekici ve bilgilendirici olmasını sağlamalıdır; bu da yüksek kaliteli görseller ve imajlar kullanmak anlamına gelir.

Bu, markanızın Instagram veya Pinterest'inden derlenmiş güzel resimler anlamına gelmiyor. Daha ziyade, markanızın mesajını görsel olarak doğrudan parçalarda geliştiren iyi seçilmiş görsellerden bahsediyoruz.

Brian Dean de görselleri okuyucunun yararına kullanmanın öneminden bahsediyor. "Okuyucu yorgunluğu ara vermeden okumaktan kaynaklanır. Görseller okuyucularınıza doğal bir zihinsel mola verir."

Pazarlamacılar, grafiklerin yazdıkları kelimelere nasıl ekstra bir bağlam katmanı ekleyebileceğini düşünmelidir. Bu aynı zamanda görsellerin kullanımıyla sınırlı olmak zorunda değildir, web sitenizin tasarımının unsurlarını da içerebilir.

Matt Janaway, "Sayfanın üst kısmında yazının okunmasının ne kadar sürdüğünü vurgulamak okuyucu yorgunluğunu azaltmaya yardımcı olabilir" diyor. "En çok işe yarayan şey, okuyucuların ilerlemelerini bildirmek için bir ilerleme çubuğuna sahip olmaktır."

(Kaynak)

4. Hedef kitlenizi içten dışa tanıyın

Okuyucularınız içerik aramalarında ne istediklerini ya da ne aradıklarını ifade edemeyebilirler. Zaten bu yüzden size geliyorlar ama yine de onları neyin harekete geçirdiğini anlamanız gerekir.

İçerik stratejinizde hedefe yönelik bir yaklaşım kullanmak, içeriğinizin doğru zamanda doğru kitle tarafından fark edilmesini sağlamada büyük bir fark yaratabilir.

Her şey sırayla: Sonunu düşünerek başlayın. Dışarıdaki çok sayıda bilgiden bunalmaktan kaçınmanın en iyi yolu, odağınızı mümkün olduğunca daraltmaktır.

Hedef kitlenizi segmentlere ayırarak, kim olduklarını, nasıl davrandıklarını ve ne aradıklarını gerçekten bilerek işe başlayın.

Böylece, yeni içerikler yayınladığınızda veya eski gönderileri güncellediğinizde, kitlenizin nasıl tepki vereceğini herkesten önce bileceksiniz ve bu da içeriğinizi buna göre uyarlamanıza yardımcı olacak.

Sesinizi benzersiz kılan şeyin ne olduğunu bilmenin tek yolu, hedef kitlenizi dinlemek ve sizden ne istediklerini ve neye iyi yanıt verdiklerini öğrenmektir. Okuyucularınızın paylaştığınız her bilgi kırıntısından ne çıkarmasını istediğinizi kendinize sorun.

Doygunluğu Yenmek

Dijital pazarlama dünyasının ağırlığı içerikte. Baktığınız her yerde, her açıdan daha fazla bilgi karşınıza çıkıyor. Gezinmesi zor ve kaybolması daha da kolay bir alan olabilir.

Ancak içerik doygunluğuna mahkum değilsiniz. Bu makaledeki tavsiyelere uyarak içeriğinizi tekrara düşmeden taze tutabilirsiniz. Ve durmayın; pazarlama dünyasındaki gelişmeler doğrultusunda stratejinizi geliştirmeye devam edin.

En başından itibaren proaktif olursanız, her engeli benzersiz bir şey olarak ele alırsanız ve pazarlama/PR/sosyal medya çalışmalarınızı ertelemekten kaçınırsanız, adınızı duyur ma ve kendinize bir kitle oluşturma konusunda başarılı olma olasılığınız çok daha yüksek olacaktır.

İyi şanslar!